
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa ﷺ’in doğumunun 1500. sene-i devriyesi, 5 binden fazla kişinin katılımıyla İstanbul Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi’nde düzenlenen “Mevlid-i Nebî 1500. Yıl” Programı ile idrak edildi.

Semerkand Vakfı öncülüğünde, Beşir Derneği, GENÇKON, TÜMSİAD, Biltek Okulları, Semerşah ve Semerkand TV işbirliğiyle gerçekleştirilen program; Kur’an tilaveti, siyer anlatısı, 6 farklı dilde Mevlid-i Şerif icrası, naatlar, salavat-ı şerifeler, Merhaba adlı sahne gösterisi ve dualarla kalpleri tek bir makamda buluşturdu.

Programın açılış konuşmasını Semerkand Vakfı Genel Başkanı Yakup Yakuboğlu gerçekleştirdi. Konuşmasında, insanlığın içinde bulunduğu manevi yoksunluğa karşı en güzel çözümün Peygamber Efendimizi anmak ve O’nun güzel ahlakına hayatımızda yer vermek olduğunu ifade eden Yakuboğlu şu ifadeleri kullandı: “Günümüzün insanlara dayattığı bu mânevî yoksunluğun karşısındaki en büyük dayanağımız ise Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin güzel ahlakıdır. O’nu övgüyle anmak, gönüllerimiz için rahmet, bereket ve şifadır. “Doğumunun 1500. Yılında Âlemlere Rahmet Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem” temasıyla icra edilecek programların önemi tam olarak bu noktada saklıdır. O’nun güzel ahlakını, O’nun güzel örnekliğini hatırlatan her çalışma, manen kurumuş gönüllerin yeniden yeşermesine vesile olacaktır.”

Programın anlatı bölümlerinde Necip Karakaya, Efendimiz’in ﷺ hayatını şiirsel bir dille anlattı. Siyer anlatısı; doğum gecesinden risaletin ilk hitabına, hicretten Medine’ye, oradan insanlığın yeniden dirilişine uzanan bir hat üzerinde ilerledi. Karakaya’nın kelime tercihleri ve ses tonundaki içtenlik, anlatıya hem tarihî hem manevî bir derinlik kazandırdı. Anlatı bölümleri, sahnenin genel akışını omurga gibi taşıdı. Anlatı boyunca ve gösterinin farklı bölümlerinde eser icralarıyla da programa zenginlik katan Karakaya, seyircinin büyük beğenisini kazandı.

Oyuncu İsmail Hakkı’nın sahnelediği “Merhaba” adlı temsil, Süleyman Çelebi’nin Vesîletü’n-Necât’ı kaleme alış gayesini anlatan bir sahne hikâyesi olarak hazırlandı. Aşk ile söylenen ve asırlardır dillerden düşmeyen “Merhaba”nın doğuş hikâyesini sahneye taşıyan temsil, Peygamber sevgisinin yüzyıllar boyunca nasıl bir gönül mirasına dönüştüğünü hatırlattı. Sade bir anlatım diliyle, müzik ve ışığın dengeli kullanımıyla sahnelenen eser, Süleyman Çelebi’nin gönlünde doğan o aşkın yankısını bugünün kalplerine ulaştırdı.

Programın merkezinde yer alan “Buhara’dan Bosna’ya Mevlid-i Şerif” icrası, Peygamber sevgisinin coğrafyalar üstü, diller üstü bir dil olduğunu gösterdi. Mevlidler; Özbekçe, Arapça, Kürtçe, Türkçe, Almanca ve Boşnakça olarak altı farklı dilde icra edildi. Her biri farklı bir medeniyetin sesi ama aynı muhabbetin yankısıydı. Okunan mevlidler, salondaki binlerce seyirciye “Her dilde O’nu anıyoruz, her anmada yeniden doğuyoruz.” duygusunu yaşattı.





Kudüs Yüksek İlmi Heyeti Başkanı ve Mescid-i Aksa İmam-Hatibi Şeyh İkrime Sabri Semerkand Vakfı’na anlamlı bir hediye gönderdi. Semerkand Vakfı Genel Başkanı Yakup Yakuboğlu tarafından alınan hediyede, Mescid-i Aksa’da yer alan, Kudüs’ün simge yapılarından Kubbetü’s-Sahra’nın kubbesinden bir parça ve Şeyh İkrime Sabri’nin yapılan hayri hizmetler ve bu kıymetli program vesilesiyle Semerkand Vakfı’na teşekkürleri yer alıyordu.

Program, ilahiler, salavatlar ve yapılan duayla tamamlandı. Hakan Öner hocanın gönülden yaptığı dua “Yâ Râfi’ -celle celâluhû-, Habibini Mirac ile müşerref kıldın, ona en güzel ikramlarda bulundun. İlahi ikramlarından bize de gönderdin. Emanetlerine sahip çıkmayı bize nasip eyle.
Yâ Fettah -celle celâluhû-! Ey kapıları açan Allah’ım. Bize fetihlerin kapılarını aç. Filistin’i, Gazze’yi, fetih bekleyen her yeri aç. Oradaki zulümleri sonlandır. Mazlumlara imdad eyle. Resulüne ve ardından gelen ashabına fetihler nasip ettiğin gibi bize de nasip eyle.” niyazıyla hitama erdi.
Binlerce kişi salondan ayrılırken, dudaklarda aynı cümle yankılandı: “O’nu anmak, kendimizi yeniden hatırlamaktır.”