Semerkand Vakfı, Malezya Muteber Tarikatlar Konseyi’nin düzenlediği Tasavvuf Konulu Sempozyuma katıldı.
Tasavvufu ana akım olarak topluma yayma sempozyumu, Malezya Muteber Tarikatlar Konseyi (PERTEMA) tarafından düzenlendi.
UTM Malezya Teknoloji Üniversitesinde düzenlenen sempozyum 8 Kasım tarihinde gerçekleştirildi.
Malezya Hükümetinin, tasavvufu Malezya’da ana görüş/ ana akım İslami anlayış olarak yaymak istemesi nedeniyle desteklediği organizasyona Semerkand Vakfı ve UKBA Derneği’nin Malezya ortağı ADAM’da davet edildi.
Malezya’nın resmi devlet camii Putra Jaya’da düzenlenen açılışın ardından yurtdışından gelen tarikat temsilcileriyle Malezya Teknoloji Üniversitesi’nde müzakere toplantısı düzenlendi.
Organizasyona Türkiye’den Semerkand Vakfı Merkez Komisyon Başkanı Yakup Alarçin Hoca Efendi, Marmara Üniversitesi Tasavvuf Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Dilaver Selvi, Prof. Dr. Hamza Müslümanoğlu, Fatih Çapadağ, Ali Fuat Karaman katıldı.
TOPLANTI NOTLARI
Dr. Dilaver Selvi: Tasavvuf bizim Tarih ve kültürel birikimimizde vardır. Tasavvuf fıtratın kendisidir. Resulullah (s.a.v.) tüm alemlere rahmettir. Onun varisleri de aynı ahlaka sahiptir. Dolayısıyla zengin-fakir, alim-cahil herkesi terbiye ederler. Eskiden akide, fıkıh, kelam gibi ilimler zaten öğrenildiğinden tasavvuf insanları manevi terbiyeye yoğunlaşmıştı. Ancak günümüzde imana yönelik çok yoğun saldırılar olduğundan tasavvuf ehli imana, kurtarmaya yoğunlaşmıştır. Elhamdülillah bizim tecrübelerimize ve yaşadıklarımıza göre hala Türkiye’de gerçek tasavvufu yaşan örnekler mevcuttur. İnanıyoruz ki buraya katılan diğer ülkelerde de benzer örnekler vardır. Allahu Teâlâ (c.c.) salihleri destekleyeceğini buyuruyor dolayısıyla aramızda salihler bulundukça Allah (c.c.) bizi destekleyecektir. Salihlerin özellikleri ümmet arasında ayrım yapmadan bir kabul etmektir. Onların dertleriyle dertlenir onlar için gözyaşı döker onları şahsen tanımasa bile hepsine dua eder. Allah (c.c.) dostları güneş gibidir. Gül kendi nispetince diken kendi nispetince istifade eder. İnsanlarda kendi nispetlerince ondan istifade eder.
Yakup Alarçin: Tasavvufu nasıl ana akım İslami anlayış haline getiririz ? Dünyada özellikle Amerika’dan yayılan Mevlana’yı baz alan bir sufizim anlayışı var. Henüz Müslüman olmadığı halde sufi olduğunu iddia edenler var. Öncelikle tasavvufun tanımında anlaşmamız gerekir. Tasavvuf İslam’ın özünü yaşamaktır. Bir gelenek veya bir kültür değildir. İslam üniversitelerinde bir ana bilim dalı değildir. Tasavvuf yaşanan bir örnekle sunulmalıdır. Sadece zikir sadece hatme sadece murakabe değildir. Tasavvuf hayatın her alanında ve herkese dokunur. Bu yüzden insanlarla tasavvufu tanıştırmanın en iyi yolu sosyal hizmetlerdir. Medreseler ve tasavvuf birleşmeli hem ilim hem irfan sahibi insanlar yetiştirmelidir. Burada hepimizin kendisinde buluştuğu Mevlana Halidi Bağdadi bunu ilk gerçekleştirendir.